ME ENDERECÉ
EN MEDIO DE LA SANGRE
APOYADO DE MI BOLÍGRAFO
Poemas Hasan Erker
Traducción: Berna Talun / Dannybal Reyes Umbria
I
La sangre filtraba
de las bocas de los reporteros
desbordaba la pantalla y llegaba a mi mesa
comenzaba un fuego cruzado en mi cerebro
como si fuera un soldado muerto de un empobrecido país
me desmayaba en una esquina de la casa
y tomaba sin parar
porque el mundo estaba hecho sangre
El viento sangriento sofocaba mis sueños
las palabras sangraban mi lengua al pronunciarlas
de repente cada canción que tarareaba se convertía en un llanto mundanal
me servía balas en el platillo de entremés
cristales rotos crujiendo en mis venas
sangraba sin parar
Agencias noticieras en los frentes de guerra
los diarios con ocho columnas de sangre
mis tímpanos cercados de sirenas
no podía ver el mundo por debajo del día
la sangre mareaba
por esta razón estaba manchado de aguardiente por dentro
y por afuera
destilaba mi sangre con alcohol
Estaba en un laberinto cuyas salidas se abrían a la sangre
palabras sangrientas se detenían desesperadamente en la punta de mis labios
cada vez que recogía un libro, las líneas se subrayaban con sangre
si escribía una carta de amor a mi amante
mi bolígrafo escribía sangre
mi amante en sangre, felicidad en sangre, el mundo en sangre
II
Los asesinatos con y sin rostros agarrados de mano
bailaban sobre el globo de la tierra
la historia se escribía por los saqueos
los mapas se dibujaban con sangre
La sangre era abundante en los países marginados del mundo
en cada rezo de lluvia caían aguaceros de sangre
sangraba desde lo más azul
el cielo bajo fuego antiaéreo
sorbía en la sombra de los tanques
lo que era sangre en mi copa
En la punta del palo de golf
el destino del planeta se basaba en tres barriles de petróleo o en tres punto cinco dólares
mientras los bonos de sangre perdían valor en las bolsas
les chupaban la sangre a los bebés bajo bloqueos
mi corazón fue un bebé apuñalado por la espalda
donde dejé el Medio Oriente y África
Eran unas máscaras mientras los perros de la guerra
vomitaban balas
en sus labios sangre, pus y óxido
con sus copas elegantes frente a la pantalla
calculaban sus pérdidas-ganancias
guerra en directo entre partidos de fútbol,
anuncios de coca cola y perfumes
habían perdido la moral no sé en qué jugada
tomaban el deshonor de sus hazañas sangrientas
mi mente era limitada para entender todo
la sangre se me congelaba en las venas
III
Cultivo rabia en mí
la llevo hacia el cañón del fusil
rompo los embargos y los bloqueos
la envío a los pueblos humildes
IV
Me digo que acaben estas guerras
que este mundo se salve de la tormenta de sangre
que los niños no mueran
que yo deje de tomar
que crezcan flores para cada estación
cómo sería
cómo
una granada cuyo alfiler se quita
viene y se siente en mi garganta
no puedo llorar
no puedo vomitar
V
No quería estar consciente en un mundo dentro de un recipiente
de sangre
tomaba sin parar
era un poeta pobre en ese entonces
y por esta razón me avergonzaba ser poeta
todo lo que escribía parecían poemas malhumorados ante lo que se vivía
tanto había tardado
tanto
ningún verso mío podía enfrentar una bomba
tampoco se hacía albergue para las víctimas de guerras injustas
todos mis expedientes de poesía bañados de sangre
porque el mundo estaba hecho sangre
VI
El mundo sigue estando hecho sangre
pero
yo no tomo más
tejí un cintillo de los llantos
envolví las heridas sangrientas del mundo
tomé una decisión
de hoy en adelante escribiré poemas valientes
voy a meter un palo
para desbaratar el orden de estos desordenados
si no, no podría aguantar más
un día explotará mi corazón
y sé que
no les van a desfallecer las manos
con que cargan esas elegantes copas
DOĞRULDUM
KAN İÇİNDE
KALEMİME DAYANARAK
I
Kan sızıyordu
haber sunuculanın ağzından
taşarak ekranlardan soframa ulaşyordu
bir yaylım ateşidir başlıyordu beynimde
siperinde ölmüş yoksul bir ülke eri gibi
yığılıp kalıyordum evimin bir köşesinde
ve durmadan içiyordum
çünkü dünya kan içindeydi
Kanlı bir rüzgâr savuruyordu düşlerimi
bütün sözcükler dilimi kanatarak çıkıyordu ağzımdan
birden bir dünya ağıtına dönüşüyordu başladığım her şarkı
çerez tabağına uzansam mermiler geliyordu elime
damarlarımda cam kırıkları dolaşıyordu
durmadan kanıyordum
Cephelere kurulmuştu haber merkezleri
gazeteler sekiz sütuna kan
siren seslerinin kuşatması altındaydı kulak zarlarım
bakamıyordum gün altında dünyaya
kan tutuyordu
içim dışım içkiye bulanmıştı bu yüzden
seyreltiyordum kanımı alkolle
Her çıkışı kana açılan bir labirentteydim
kanlı sözcükler çaresiz gelip konuyordu dudak uçlarıma
elime bir kitap alsam kanla çiziliyordu satırların altları
sevgilime mektup yazayım desem kan yazıyordu kalemim
sevgilim kan mutluluk kan dünya kan içindeydi
II
Suikastler, faili-i meçhul cinayetler el ele vermiş
dans ediyordu yer yuvarlağının üstünde
yağmalamalarla yazılıyordu tarih
haritalar kanla çiziliyordu
Kan bereketliydi geri itilmiş ülkelerinde dünyanın
çıkılan bütün yağmur dualarında kan sağanağı başlıyordu
kanıyordu en mavi yerinden
uçaksavar ateşine tutulan gökyüzü
içiyordum tankların duldasında
kadehimdeki kandı
Golf sopasının ucunda
üç varil perolün, üç beş doların hatırınaydı dünyanın kaderi
kanın hisse senetleri düşerken borsalarda
ambargolar altında kanı çekiliyordu bebeklerin
Ortadoğuyu, Afika’yı koyduğum kalbim
sırtından bıçaklanmış bir bebekti
Birer maskeydi savaş tacirleri kürsülerin başında
kurşun saçıyorlardı ağızlarıyla
dudaklarında kan, irin ve pas
zarif kadehleriyle kurulup ekranların karşısına
kâr-zarar hesabı yapıyorlardı
naklen savaş, naklen maç programları
coca cola ve parfüm reklâmları arasında
yitirmişlerdi utançlarını bilmem hangi kumarda
kanlı zaferlerinin şerefsizliğine içiyorlardı
aklım dar geliyordu anlamaya bütün bunları
kanım buz kesiliyordu damarlarımda
III
Bir öfke büyütüyordum içimde
öfkemi sürüp tüfeklere
delerek ablukları ve ambargoları
yoksul halklara gönderiyordum
IV
Şu savaşlar bitse diyordum
şu dünya kurtulsa kan fırtınasından
çocuklar ölmese
ben içmesem
çiçekler büyütsem her mevsim
ne olurdu sanki
ne
pimi çekilmiş bir el bombası
gelip boğazıma oturuyordu
ağlayamıyordum
kusamıyordum
IV
Ayılmak istemiyordum kan çanağı bir dünyada
durmadan içiyordum
zavallı bir ozandım o zaman
ve bu yüzden ozanlığımdan utanıyordum
yazdığım bütün şiirler mızmız kalıyordu olup bitenlerin yanında
ne çok geç kalmıştım
ne çok
hiçbir dizem hiçbir bombanın önüne geçemiyordu
sığanağı olamıyordu haksız savaş kurbanlarının
bütün şiir dosyalarım kan içinde kalıyordu
çünkü dünya kan içindeydi
V
Dünya hala kan içinde
ama
ben artık içmiyorum
ağıtlardan bir kuşak ördüm
sardım dünyanın kanayan yaralarına
karar verdim
artık yürekli şiirler yazacağım
çomak sokacağım
bozacağım düzenini düzenbazların
yoksa dayanamayacak
bir gün infilak edecek kalbim
ve
titremeyecek bile
zarif kadehleri onların
Ocak 1991, Ankara